Modern Şirk Biçimleri

Astral Seyahat Saçmalığı

Hakikati Bırakıp Hayale Tapmak – Modern Şirk Biçimleri

İnsan hakikatten uzaklaşınca, boşluğu mutlaka bir şeyle doldurur. Ya Hakk’a yönelir ya da bâtıla... Ve ne yazık ki çağımızda pek çok insan, Allah’ı unutarak akıl dışı, batıl ve temelsiz inançların peşine düşmüş durumda.

Bugün bazı insanlar gökyüzünde dönen yıldızlardan kader okumaya çalışıyor… Kimisi "evren bana mesaj gönderdi" diyerek Allah’ın yerini yaratılmış bir sisteme veriyor. Kimisi "enerjimi yükseltiyorum" diyerek ibadeti bırakıp taşlardan, sembollerden, titreşimlerden medet umuyor. Kimisi de "ruhum bedenimden ayrıldı, astral seyahat yaptım" diyerek şeytanın kurduğu hayal perdesini hakikat sanıyor.

Bu sapmaların ortak noktası şudur: Allah’ı, O’nun kudretini, vahyini ve kulluk düzenini bırakıp, O’nun yaratıklarına teslim olmak… Kur’an buna şirk der. Ve şirk, affedilmeyecek en büyük günahtır.

> "Kim Allah’a şirk koşarsa, Allah ona cenneti haram kılar. Onun varacağı yer ateştir. Zalimlerin yardımcısı da yoktur."

(Maide Suresi, 72)

Peki neden insanlar bunlara yöneliyor?

Çünkü Allah’tan uzaklaşan bir kalp, yönünü şaşırır. Kalbi boşalan insan, o boşluğu dolduracak sahte kutsallar arar. Astroloji, burçlar, “evrenin dili”, “pozitif enerji”, “üçüncü göz”, “spiritüel uyanış” gibi akımlar tam da bu boşluğu sömürerek yayılıyor. Bilimle hiçbir ilgisi olmayan, hiçbir aklî ve vahyî temeli bulunmayan bu sapmalar, insanı sadece gerçeklikten değil, ahiretten de koparıyor.

Kur’an bu durumu şöyle açıklar:

> “Onlar, Allah’ı bırakıp ne kendilerine ne de başkalarına faydası olmayan şeylere yalvarırlar. Onlar sapmışlardır, doğru yolu da bulamazlar.”

(Hac Suresi, 12)

Bu insanlar kimi zaman “ben dine değil, enerjiye inanıyorum” diyor.

Oysa enerji, Allah’ın yarattığı bir fiziksel düzendir. Evren, Allah’ın kudretiyle vardır. Yıldızlar, gezegenler, galaksiler Allah’ın yaratıklarıdır. Onlara güç atfetmek, onları yönlendirici bir varlık gibi görmek, apaçık bir sapmadır. Modern şirk biçimidir. Ve bu şirk artık astroloji kitaplarıyla, burç yorumlarıyla, “spiritüel danışmanlık” adı altında piyasaya sürülmüş binlerce içerikle her eve, her cebe girmiştir.

İnsanlar Allah’ın ayetlerinden uzaklaşınca, yıldızlara ayet muamelesi yapmaya başladılar.

Kur’an’dan uzaklaşınca “evrenin mesajlarını okuyorum” demeye başladılar.

Peygamber’in (s.a.a) izini bırakınca “içsel rehberlik” adı altında nefsin sesini vahiy gibi görmeye başladılar.

Oysa Kur’an der ki:

> "Eğer hakikat onların arzularına uysaydı, gökler, yer ve içindekiler bozulurdu."

(Müminun Suresi, 71)

Bugün insanlar Allah’ın ilmini değil, burç uzmanlarının yalanlarını izliyor. Sabah namazı değil, “bugünkü enerji akışı” okunuyor. Rabbine tevekkül değil, “gezegenlerin konumu”na teslimiyet var.

O halde sormalıyız:

Bu mu akıl? Bu mu özgürlük? Bu mu ruhaniyet?

Hayır. Bu bir sapıştır. Bu bir kaçıştır. Bu, şeytanın modern maskelerle sunduğu eski şirk düzenidir.

Sonuç:

Gerçek rehber Kur’an’dır. Gerçek ilim Allah’ın ilmidir. Gerçek sığınak Allah’tır.

Yıldızlar sadece geceyi aydınlatır, ama kalbi ancak Allah’ın nuru aydınlatır.

Evren bir yaratılmıştır; dua kabul etmez, yönlendirmez, kulun kaderine hükmedemez.

Her şey Allah'ın emrindedir. İnsan da ancak Allah'a kul olursa kurtulur.

> “O gün onlara seslenir de der ki: Nerede Benim ortaklarım sandığınız şeyler?”

(Kasas Suresi, 62)

Ve cevap veremezler. Çünkü hiçbirisi yoktur. Hepsi yok olup gitmiştir.

Ey insan! Dön artık. Allah’tan başka ilah yok. Ne yıldız, ne burç, ne enerji, ne evren… Hepsi fanidir. Bâkî olan yalnız O’dur.

Admin